Fransa da ki ilk durağım Paris oldu. Paris-Charles de Gaulle Havalimanına indikten sonra ilk gözlemim Paris gökyüzünden göründüğünden daha güzel diye düşünürken google translate kullanarak çevirmeye çalıştığım tabelaları takip ederek önceden araştırdığım ücretsiz terminaller arası ulaşımı olduğu CDGVAL trenlerini bulmaya çalışırken biraz kayboldum. Sonra havalimanından çıktıktan sonra önceden rezervasyon yaptırdığım Paris dolmuşunu buldum %100 türkçe hizmetin verildiği bu hizmetle Eiffel kulesine doğru yola çıktım. Tabi dolmuş şoförüne Fransızca bonjour diyerek günaydın demeye çalışırken Adanadan 1990'lı yıllarda beyin göçü yaptığını iddaa eden Haydar dayının tepkisiyle karşılaştım özünü unutma yiyenim diyerek başladı nasihat vermeye sonra devam etti. Parisin hiç güzel yanı yok mu diye tepki vermemden sonra Fransa fuhuş rotalarından ve eğlence merkezlerinden bahsetmeye başladı - heh dedim dayı bunlarla gel bana (şaka şaka sinirlendim tabi bu duruma ben buraya tarihi mimariyi incelemeye geldim dedim) sohbet muhabbet yolculuk bitti. Eiffel kulesine geldim ve fotoğraf çekilmeden olmazdı kara kuru bir çocukdan rica ettim tabi Türkiye de yaşanan gasp edilebilme iç güdüsüyle tedirginlikle fotoğraf makinasını vererek bir kaç tane fotoğraf çekildim parmağımı Eiffel kulesinin üzerine koyma denemelerim başarısız olunca bu fotoğraf karesi ortaya çıktı. Hava kapandı yağmur başlıyor altı üstü 300 m uzunluğunda bir direk için ıslanmaya gerek yok. Fotoğraf da çekildiğime göre artık kalacağım yere dönme vakti.
İnstagramdan #photoshopgünlüğüm hashtagi ile gönderilerime daha hızlı ulaşa bilirsiniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder